Newroz
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 23 Şubat 2010 tarihinde 21 Mart’ı ulusal Newroz bayram günü ol
Yazan | Mahsun Yiğit
Newroz ya da Nuroj.
Birleşmiş Milletler Genel
Kurulunda 23 Şubat 2010 tarihinde 21 Mart’ı ulusal Newroz bayram günü olarak
ilan etmiştir. Yıllardan beri birçok yerde kutlanan, hatta Türkiye de uzun
yıllar yasaklı kaldı. Yasaklı olmasına rağmen hep kutlanmıştır.
3 bin yılardan beri
kutlanan Newroz günü, kimi toplumlar bayram şenliğinde, kimi toplumlar baharın
gelişini, kimi de Demirci Kawa’nın ruhuna uygun bir şekilde kutlamaktadır.
21 Mart günün, bir
mitolojiye göre baharın gelişi olabilir, bir başka mitolojiye göre de yılın ilk
günü de olabilir. Kime göre efsane kime göre direniş. Ama bana göre halkların
bir kısmı Newroz ile Nuroj’i karıştırmaktadır. Tarihsel olarak aynı zamandan
gelmiş olabilir. Ay gün olarak da yeni yılın ilk günü de olabilir. Birçok şey
olabilir. Hatta birinin doğum günü de olabilir.
Var olan bir gerçektir,
bazı hadsiz kişiler, sözde tarihçiler var ki mitolojiyi yanlış veya kendi
siyasi düşüncelerine göre yorumluyorlar. Genel kanının gerçek olarak kabul
ettiği olayları farklı anlatmaya çalışıyorlar. Amaç o mitolojinin özünden
uzaklaştırmaktır.
Newroz Nuroj olamaz,
olmayacak da.
Nuroj; Yeni gün, baharın
gelişi, yeni yılın ilk günüdür. Kutlanır, halaylar çekilir. Şenlik eğlence
içinde geçer. Birçok toplum eskiden beri kutlamaktadır.
Newroz; halay çekilecek, eğlenecek günü değildir.
Newroz bir isyanın, zalime başkaldırı günüdür. Newroz gündüz kutlanmaz, gece meşaleler
yakarak kutlanıyor. Zalimlerin zulmüne son vermek için kutlanır. Bozuk giden
düzenleri yıkmak için, bir isyanın başlangıcıdır.
Bazı çevreler, bazı
kişiler, özellikle siyasiler Demirci kawa’nın efsanesini, önemini, neden isyan
ettiğini, isyanın nasıl başarılı olduğunu unutturmak için Newroz’u Nuroj olarak
göstermeye çalışıyorlar. Baharın gelişi, yeni yılın başlangıcı ve eğlenceyi ön
planda tutuyorlar. Ama haksızlığa karşı bir isyanın başlama umutların
yeşermesinin engellemesidir. Bu kişi ve çevrelere bakarsanız, haksızlıktan
beslenen kişiler olduklarını kolayla göreceksiniz.
Demirci Kawa; zalim
Dehak’a karşı başlatmış olduğu isyanı başlatmayabilirdi. Sessiz kalabilirdi.
Diğer insanlar gibi zulme boyun eğip hayatına devam edebilirdi. Ama her şeyden
önce emekçi bir insan olan Kawa çok fedakardır. Önce ailesinin şahsında halkı
için kendini kurban etmeye karar verdiğinde, muhtemelen önce ailesi ve yakın
arkadaşları karşı çıkmışlardır. Ama kendisi kararlı olduğunu gördüklerinde iyi
bir planla ancak başarılı olunabilirdi.
Demirci Kawa zalim
Dehak’ı hakladıktan sonra, şehrin dört bir yanına ateşler yakılarak ve
meşalelerle yürümelerin sonucunda Kawa’ın yalnız olmadığı ve arkasında bir ok
insanın da olduğunun göstergesiydi. Bir isyanın başlangıcıydı. Bir zalimin
döneminin sonuydu. İnsanlığın yeniden cesaret bulmasıydı.
Mahsun Yiğit
20.03.2024