Sivas Ellerinde Ömrüm Çalınır

Sivas Ellerinde Ömrüm Çalınır

Bir ulusun türkülerini yapanlar, yasalarını yapanlardan daha güçlüdür

Yazan | Serdar Yiğit

Sivas Ellerinde Ömrüm Çalınır

 

“Bir ulusun türkülerini yapanlar, yasalarını yapanlardan daha güçlüdür”

William Shakespeare

"Bir devlet var, diyordum ben. Bir devlet var, inanılacak devlet var. İyi-kötü, yanlış yapıyor-doğru yapıyor ama devlet var. Elbette bunu önleyecekler. Bu kadar ödün verilemez, diye düşünüyordum. Yanılmışım."

Aziz Nesin

Var olan bir gerçektir Sivas Katliama öyle gösterilmeye-kandırılmaya çalıştıkları gibi, kendiliğinden veya Aziz Nesin’in sözlerinden dolayı gerçekleşmiş bir olay değil. Çok iyi planlanmış ve günler öncesinden hazırlıklarını yaptıklarına inanıyorum. Katliam taraftarı olanların dışındakilerin herkesin (ehli vicdan olan) bu düşünceme katıldıklarına eminim.

Sivas katliamın üstünden 30 sene geçmesine rağmen halen katliamın arkasındaki kişi veya kişilerin kim-ler olduklarına dair aydınlığa kavuşmuş değildir.

(Eğer kendimizi kandırmazsak) 1071’den bugüne bu topraklarda yaşanan katliamlar, işlenen cinayetlerin hangisi aydınlatılmıştır. Çünkü en büyük katil devlettir.

Madımak katliamı ardındaki karanlığın içindekileri görmek adına biraz geriye, hatta daha Türklerin Çin imparatorun zulmünden (bu çok uzun bir konu-belki daha sonra yazarım) kaçarak Ortadoğu’ya doğru gelirken. Şu anda işgalci olarak kaldıkları topraklara gelmeden (ki kendileri gelmek istemiyorlardı) önce, İran üzerinden Arap ülkelerine (Arapları kandırmaya) gitmek istiyorlardı. Ancak Hasan El Sabah Fırat nehrinde ön süvarilerini kılıçtan geçirdi ve geçmelerine izin vermedi. Bundan böyle Türkler ile İran arasında toprak nezdinde Mezhep savaşları başladı. Şii olan İran Hanefi olan Türkler (ki inanarak değil, toprak elde etmek için) arasında halen de devam ediyor.

İran Türklerin işgal ettikleri topraklarda bulunan Alevileri kışkırtmak istedi. Ne kadar başarılı olduğunu bilemiyorum. Ama Türkler kendilerinden olmayan herkese zülüm ettiler ve halende devam ediyorlar. Ancak tarihe baktığımızda Alevilere karşı olan kinleri hiçbir zaman dinmemiş ve devam etmektedir.

Kendini padişah ilan eden her Türk oba bey Alevilere karşı katliamlar, soykırımlar yapmıştır. Günümüze kadar acısı halen taze olarak gelen Pir Sultan Abdal ile ayyuka çıktı ve Yavuz Alevilerin kasabı olarak unvanını aldı.

 Türklerin Alevilere olan kinleri oba beylikten kabile beyliklerine geçtikten sonra da devam ettik. Yaygın olarak bilinen Alevilere yapılan katliamlar.

Dersim Katliamı 1937-1938 yıllarında Dersim Merkezli Erzincan, Elâzığ, Sivas, Malatya ve Bingöl de yapıldı. Binlerce insanın ve çocukların hatta hayvanın (Sabiha Gökçen- Dağdaki keçilerini de öldürdük) öldürülmesine ve sonradan zorunlu göçe verilen adıdır.

Zini Gediği katliamı 6 Ağustos 1938 tarihinde Erzincan ilinin Kılıçkaya Köyü Zini (Zeyni) Gediği'nde 95 köylünün kurşuna dizilerek öldürülmesi katliamın adıdır.

Maraş Katliamı 19 Aralık ile 26 Aralık 1978'de Kahramanmaraş'ta meydana gelen Alevilere ve solculara yönelik katliamın (Kadınların kocalarına- beni sen öldür, onların eline bırakma) adıdır.

Malatya Katliamı 17 Nisan 1978'de  Malatya ilinde meydana gelen Alevi karşıtı şiddet olayları ve cinayetlerin adıdır.  

Çorum Katliamı 1980 Mayıs-Temmuz aylarında meydana gelen, siyasi ve dini temelli olarak ortaya çıkan kanlı katliamın adıdır.  

Sivas Katliamı  2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin Radikal İslamcı bir grup tarafından yakılması ve çoğunluğu Alevi 33 yazarozandüşünür ile 2 otel çalışanının yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetmeleri ile sonuçlanan katliamın adıdır.

Gazi Katliamı 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi. 15 Mart 1995'de kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

Alevilere karşı devletin eliyle yapılan katliamlardan bazıları. Hepsi planlı yapılmış ve failleri korunmuştur, saklamıştır.

Sivas katliamın nezdinde sazına, sözüne hayran olduğum Muhlis Akarsu’nun sözleriyle son vereceğim.

Kalmadı dünyada tutacak dalım

Sen ölme yar ben yerine ölürüm

Yoruldu kervanım kapandı yolum

Sen ölme yar ben yerine ölürüm

 

Felek bir gün fermanını bildirir

Bir ömrünü bin dert ile doldurur

Ben gülmedim belki seni güldürür

Sen ölme yar ben yerine ölürüm

 

Akarsu'yum bir deryada kalmadım

Yağmur oldum yeryüzüne damladım

Seni bilmem ben muradım almadım

Sen ölme yar ben yerine ölürüm

Mahsun Yiğit 02.07.2023